İstanbul, referandum ve Sovyet devrimi

Rusya'da 1917 yılının öncesinde iki büyük şehir vardır. Başkent Moskova ve adı sonradan Leningrad olacak olan Petersburg. Bu ikisinin toplam nüfusu üç milyonu ancak bulmaktadır.

Ülkenin bütününün nüfusu ise 150 milyon kadardır ve hemen tümüyle köylülükten oluşmaktadır. Başka büyük şehir yok denebilir, nüfusu bir milyonu bulan başka şehir yoktur. Moskova ve Petersburg dışında işçi sınıfının sayısı sıfıra yakındır. Böylesi bir ülkede, tarihin ilk muzaffer işçi sınıfı devrimi yaşanmıştır! Köylülük değildir önemli olan: Devrim bu iki şehirde başlar, gelişir ve sonuca ulaşır. Çarlığı devirmeye iki şehirdeki gelişmeler yetmiştir. Yetmiştir, çünkü önemli olan bu iki şehirde ne olup bittiğidir.

Teşbihte hata olmaz. Ben de zaten Rus Devrimi ile referandum ve sonrası arasında bir benzetme yapmak niyetinde değilim. Şunu vurgulamak istiyorum sadece: Ülkelerin tarihini, siyasetini, kültürünü büyük ve dinamik şehirler belirler. Kırsal bölgeler değil, taşra değil, küçük kentlerle kasabalarda olup bitenler değil.
Türkiye'yi İstanbul belirler.

Bu referandumda AKP 2002'den beri ilk kez İstanbul'u kaybetti.
Hatta daha öncesinden beri. Millî Görüş hareketinin (ve Erdoğan'ın) siyaset sahnesine gerçek anlamda çıkışı Erbakan'ın Konya milletvekili seçilmesiyle değil, Erdoğan'ın 1994'te İstanbul belediye başkanlığını kazanmasıyla başlar.
İstanbul'u kaybetmek AKP için sonun başlangıcıdır.

Sadece İstanbul değil üstelik. Büyükşehir belediyelerinin birçoğunu da kaybetmiş olmak, Erdoğan ve AKP'nin ülkenin belirleyici, yönlendirici alanlarında artık iktidarını kaybetmeye başladığını gösterir.

Bu süreç zaten 7 Haziran seçimlerinde kendini göstermiş, AKP oyları yüzde 50'den yüzde 40'a düşmüş, Erdoğan desteğinin beşte birini kaybetmişti. Sonrasında çeşitli manevralarla kayıp oyları büyük ölçüde geri kazanması geçici bir kazanımdı. Referandum bunu kanıtladı.
Ama “sonun başlangıcı” başka şeydir, “son” başka. AKP yine de yüzde 50'ye yakın oy aldı.

Yapılması gereken, mutsuz, memnunsuz AKP seçmenine hitap etmek, konuşmak, siyasî bir alternatif sunabilmektir.
Oylarda hile olduğunu kanıtlamaya çalışmak, benim Beşiktaş'ta tanık olduğum gibi bütün gece “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” diye hoparlörlerden yayın yapmak ne AKP seçmenine ne de kafası çalışan başka herhangi bir kişiye hitap eder.
AKP'nin alternatifi Mustafa Kemal Paşa değildir ve olamaz.
Alternatif, demokrasi ve hukuk talep ederek, Kürt illerinde ve Suriye'de savaş değil barış isteyerek, giderek sıkışan ekonomik koşulları gündeme getirerek inşa edilir. İşimiz artık daha kolay.

 

google-news Ακολουθήστε το paratiritis-news.gr στο Google News και μάθετε πρώτοι όλες τις ειδήσεις.