Recep Karapaça’nın solculuğu

DAĞINIK GÖZLEMLER
 
F/b’a son koyduğum fotoğraftaki kişileri tanıtırken, konsolosluk çalışanı rahmetli RECEP KARAPAÇA için “solcu” olduğunu ekledim. Birçokları bu açıklamaya ne gerek vardı, bu ne münasebetsizlik diye düşünmüş olabilir. İbram bu lafı oraya niye sokmuş ki? Hiç alakası olmayan yerde Sol propagandası mı yapmaya kalkıyor? Hatta bazıları, solculuğu bir “kusur” olarak görenler, ve Karapaça’nın bu yönünü bilmeyenler, ona çamur attığımı da iddia edebilir.
 
Tabiî bu münasebetsizliği kasten yaptım, inadına, tahrik olsun diye. Beni bilenler bilir, arada bir böyle provokasyonlara başvurmak zorunda kalıyorum, vicdanları sarsmak umuduyla.
 
Recep abi ne ise o idi, ordan öte bir “sol entel” idi, kendi kendini yetiştirmiş, orası burası kırpılmamış kişilik ve karakter bütünlüğüyle. Beni kolladığı izlenimini veriyordu bana. Karapaça’yla eskilere dayanan tanışıklığımıza rağmen uzun süreli derin sohbetimiz olmadı, öyle bir fırsat doğmadı. Öyle bir fırsat memlekete dönüp 1980-84 döneminde beş yıl kaldığımda vardı, ama hastalandığı zamana rastgeldi, ancak birkaç kez oturup konuşabildik. Beyin ameliyatı geçirmişti, bir kanama nedeniyle. Ameliyattan sonra varoluşçu bir bunalıma girdi.
 
Bir gün muayenehaneme ondan istediğim iki kitabı getirdi. “Dün akşam sıkıntı bastı, uyuyamadım. Konuşacak birini arıyordum. Sen aklıma geldin. Saat ilerlemişti, seni aramaya sıkıldım. Telefon edemedim.” “Geç saatlerde genel olarak müsaitimdir. Bir kere daha olursa çekinmeden ara, memnun olurum.”
 
Birkaç kez Marksizm üzerine sohbetimiz oldu, Lenin’i konuştuk, Troçki’yi konuştuk, çok kitap okuduğu ve çok kültürlü olduğu belli oluyordu. Onu benden daha iyi tanıyan gazeteci İoannidis, PASOK’çu, söz konusu fotografta o da görüntüleniyor, boşuna bir Recep Karapaça hayranı değildi.
 
Mehmet Çolak, 1977 seçimlerinde azınlık mensubu olarak ilimizde ilk kez KKE’den aday olduğunda, “çığır açtı” diyebiliriz, BTT Öğretmenler Birliği’nde sekreter olarak çalışıyordu, Koca Kapı’yla doğrudan ilişkili bir kurumda. O tarihte ben Preveze’de askerlik angaryasını yerine getiriyorum, Mehmet’le mektuplaşıyoruz, telefonda konuşabilmek piyango vurmak gibi birşey. Adaylığa he desin diye Mehmet’i cesaretlendiriyorum. Mehmet te bana Gümülcine’de kendisini ençok cesaretlendiren kişinin Recep Karapaça olduğunu yazıyordu.
 
Söz konusu fotograftaki yıllar 1981, Evren cuntası. Türkiye’de mum ışığında solcu arayıp avlıyorlar. Batı Trakya’daki hafiyeler bu duruma derhal uyum sağlamış, onlar da burada komünist avına çıkmışlar. İlk kurban Refika Nazım. Bulamadıkları yerde uyduruyorlar. Koca Kapı’ya komünist olarak müzevirlenen ilk kişilerdenim. O zamandan beri tavrım, “Vicdan meselelerinde hiç kimseye ne olup ne olmadığımı kanıtlamak zorunda değilim.” Başkonsolos Şükrü Tufan, hafiye raporlarına göre beni KKE’li komünist biliyor. Azınlığa uygulanan baskıları konuşuyoruz, bana diyor ki, “İbram, Azınlığa yardım edebilecek tek parti KKE’dir. Diğer partilerden bekleme.”…
 
Yıllar 1981, Konsoloslukta 29 Ekim resepsiyonu. Türkiye’de Evren cuntası ve komünist ve solcu avı seferberliği. Recep Karapaça kosolosluk çalışanı, aktivist değil, ama entel, solcu ve marksist. İbram Onsunoğlu, oraya komünist olarak davet ediliyor, aktivist. Ve ne varmış ne yokmuş. Kimse bizim Türkiye’de darbe yapacağımızdan korkmuyor.
 
Bunları düşündürmek için Recep Karapaça’nın tanıtımına kasten koydum “solcu idi” ifadesini, 36 sene sonra ne hallere düştüğümüzü göstermek için. “Like” yapanları da bu düşüncelerimi onaylarmışçasına tuzağa düşürdüm.
 
23/11/2017
 

İbram Onsunoğlu / Barikat Online

google-news Ακολουθήστε το paratiritis-news.gr στο Google News και μάθετε πρώτοι όλες τις ειδήσεις.